Zonguldak İl Gençlik Kolları Başkan Vekili Berke Muzaffer Candan,
81 ilde eş zamanlı yapılan ortak basın açıklamasını Ereğli’de gerçekleştirdi.

Açıklama şöyle:
Basın ve Kamuoyuna,
Öncelikle, Yalova’da IŞİD terör örgütüne yönelik operasyonda şehit olan polislerimize
Allahtan rahmet yakınlarına başsağlığı, yaralı polislerimize ve bekçimize acil şifalar
diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun.
Son bir ayda aynı kelimeleri defalarca kez yan yana işittik. Protesto, gençler, gözaltılar
ve tutuklamalar. Partimiz fark etmeksizin, ismimiz fark etmeksizin, iktidarın gençleri
tehdit olarak gören anlayışına karşı büyük bir dayanışmayla aynı mücadeleyi veriyoruz.
Korkmayan gençlerden korkan iktidar ise soluğunu kelepçelerde, zindanlarda, adliye
koridorlarında alıyor.
27 Aralık Cumartesi günü akşam saatlerinde Kadıköy Gençlik Kollarımız “Sefalet
ücreti değil insanca bir yaşam istiyoruz” diyerek açıklandığı gün açlık sınırının altında
kalan asgari ücrete karşı bir yürüyüş ve basın açıklaması yaptı. Arkadaşlarımız anayasal
hakları olan gösteri ve yürüyüşü, demokratik ve barışçıl sınırlar içerisinde
gerçekleştirdi.
Ne dedi arkadaşlarımız?
İşçi, emekçi sandıkta hesap soracak dedi.
Sefalet ücretine hayır dedi.
Kurtuluş yok tek başına dedi.
Ya hep beraber, ya hiçbirimiz dedi.
Anayasal hakkını kullanan, demokratik bir protestoya katılan Kadıköy Gençlik Kolları
Yöneticimiz Bilge Kağan Şarbat’ı bir sloganı gerekçe göstererek haksız hukuksuz bir
biçimde tutukladılar. Bilge Kağan 19 yaşında, Boğaziçi Üniversitesi Felsefe bölümü
hazırlık öğrencisi. 1 ay sonra final sınavları var. O etliye sütlüye karışmadan sıcak
evinde oturabilirdi. Ama o gün orada yürüyen yüzlerce insan gibi Bilge Kağan da
yoksulluğa, sefalete, geleceksizliğe sessiz kalamadı. Çünkü onun da kalbi milyonlarca
asgari ücretliyle birlikte atıyordu.
Bilinsin ki:
Bilge Kağan’ın tek suçu bu halkı çok sevmektir.
Bilge Kağan’ın tek suçu yoksulluğa, sefalete, geleceksizliğe karşı çıkmaktır.
Başka da hiçbir suçu yoktur. Alnı ak, başı diktir. Tertemizdir.
Vicdandan, merhametten yoksun yöntemlerle gençliği susturmaya çalışan,
mücadelemizi baskılamaya çalışan; bunu başaramadığını gördükçe vicdanını daha da
kaybeden bir anlayışla karşı karşıyayız.
On milyonlarca insana açlık sınırının altında asgari ücret reva görülmüş,
Mutfaktaki yangın ülkeyi sarmış,
Gençler gülmüyor, işçiler gülmüyor, emekliler ayın sonunu getiremiyor,
İktidar ise bu elim tabloya gözlerini kapamış, asgari ücret protestosundan genç insanları
zindana atıyor.
Bu ülkede çalışan insanların %57’si asgari ücret alıyor.
Yani ülkenin yarısından fazlası açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor.
Şehirler güvenli değil, adalet terazisi yerinde değil; eğitim eşit değil, sağlık erişilebilir
değil.
Toplumun her kesimini içine çeken yoksulluğu görmezden geliyorlar.
Bu ülkede 70 yaşında, 80 yaşında insanlar çalışmak zorundalar.
Lise çağındaki çocuklar, ceplerine bir miktar para girebilsin diye MESEM gibi sömürü
projelerinde can veriyorlar.
Milyonlarca öğrenci, şanslılarsa burs, değillerse kredi olarak aldıkları KYK bursuyla
geçinmeye çalışıyorlar. Yani günlük 100 TL ile. Günlük 100 TL ile karnınızı
doyuramaz, bir kahve bile içemezsiniz.
Bu ülkenin gençlerine günlük 100 TL’yi, bir de zindanları reva görüyorlar.
Biz bu hazin çırpınışların sebebini biliyoruz. 19 Mart’tan bu yana yüzlerce arkadaşımız
hapsedildi. Yatarı olmayan, neden suç olduğu dahi belli olmayan garabetlerle sayısız
gencin ömründen haftalar, aylar çalındı.
Hepsi alnı ak, başları dik bir şekilde tahliye oldular.
Bu kararları alanların aklındaki düşünceyi biliyoruz. Biz bu gençleri tutuklayalım,
tutuklayalım ki bir daha haklarını aramasınlar.
Adaleti, demokrasiyi savunmasınlar.
İşçinin, emekçinin, yetimin hakkını savunmasınlar.
Gençlik Kolları Genel Başkanımız Cem Aydın dün ifade etti bizler de tekrar edelim:
Erdoğan nasıl ki Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel’e “Ankara merkezli siyaset yap”
diyorsa bu tutuklamayla bize CHP Gençlik Örgütleri’ne biz gençlere de diyor ki
“Siyaset yapmayın, asgari ücreti konuşmayın, KYK burslarını genç yoksulluğunu
konuşmayın, çocuk işçiliği MESEM’lerde katledilen çocukları konuşmayın, ataması
yapılmayan öğretmenlerden bahsetmeyin kaderinize razı olun” diyor.
Çizdiğiniz ve çizeceğiniz sınırlara bedeli ne olursa olsun hapsolmayacağız.
Bize kader diye dayattığınız geleceksizliğe razı olmayacağız.
Bu ülkenin pırıl pırıl gençlerinin, arkadaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz.
İşçilerle, emekçilerle, kadınlarla dayanışma içinde olmaya; onların sorunlarını kendi
sorunumuz bilmeye devam edeceğiz.
Neyi konuşmamızı istemiyorsanız bilin ki bugünden sonra daha çok konuşacağız.
Ne Bilge Kağan’ı ne de baskılarınızla yıldırmaya çalıştığınız tek bir arkadaşımızı yalnız
bırakmayacağız.
Bizi böyle durdurabileceğini sananlar, tıpkı sandıktan demokrasi darbeleriyle
kaçabileceklerini düşünenler gibi yanılgı içindedir.
Geçim mücadelesi veren gençler tehdit değildir. Yüzü gülmeyen insanlardır tehdit olan.
Yoksulluğu yönetmektir. Bir gün dolu, bir gün boş kalan tencerelerdir tehdit. Etrafında
biriken artık sebzelerin toplandığı Pazar tezgahlarıdır. Ne kiraya, ne dolaba yetmeyen
asgari ücrettir tehdit. Elini kolunu sallaya sallaya gezen suç baronları, uyuşturucu
baronlarıdır. Hukuku baskı aracı olarak kullanan, devletin verdiği yetkileri siyasi
saiklerle istismar eden, görevini kötüye kullananlardır bu millete tehdit olan.
Defalarca söyledik. Slogan atan, demokrasiyi, adaleti savunan gencecik insanlardan suç
yaratamazsınız. Suçlu yaratamazsınız.
19 yaşında bir gencin hak arayışından korkarak ülke yönetemezsiniz.
CHP Gençlik Örgütlerini, bizleri baskılarla, yasaklarla, hukuksuzluklarınızla
sindiremezsiniz.
İstanbul Gençlik Örgütlerimizin sesine kulak veriyor, bizler de ifade ediyoruz: Birimiz
özgür değilsek, hiçbirimiz özgür değiliz.
Açıklandığı gün açlık sınırı altında kalan asgari ücrete, sefalet ücretine karşı çıktığı için
tutuklanan Kadıköy Gençlik Kolları Yöneticimiz Bilge Kağan Şarbat yalnız değildir.
Arkadaşımız serbest bırakılmalıdır.