CHP Kdz.Ereğli İlçe Başkanı Eylem Ertuğrul, 2021 yılı tarım değerlendirmesi raporunu yayınladı..
KARA BİR YIL OLDU
2021 Yılı Türk Tarımı açısından kayıp bir yıl oldu. Uygulanan ekonomik politikalar ve alınan kararlar çiftçimizin yararına olmayıp adeta üzerine kabus gibi çöktü. Pandeminin yoğun olarak yaşandığı dönemde en fazla ihmal edilen sektör olarak zaten gerileyen tarım sektöründe artık tükenmişlik yaşanıyor. Ülkemizin her bölgesinden bankaya borcunu ödeyemeyen çiftçilerimizin traktörleri, hayvanları ve diğer mallarının haczedildiğine dair haberler her geçen gün artıyor. Çiftçilerin feryadı bitmiyor ama ne iktidar duyuyor ne de yandaş basın görüyor. Sağlıklı bir toplumun olmazsa olmazı olan tarım sektörü adeta bitiyor.
GİRDİ FİYATLARI YÜKSEKLİĞİ ÇİFTÇİYİ ÇARESİZ BIRAKIYOR
Çiftçinin en önemli girdilerinden olan mazot ve gübrede son bir yılda inanılmaz artışlar meydana gelirken yapılan destekler ise çok cüzi kaldı.
2020 Aralık ayında 6,60 olan mazot şu anda 11,50 TL oldu. Yine aynı dönemde tonu 2400 TL olan Üre gübresinin ton fiyatı son ekonomik kararlar ile dövizdeki düşüşten sonra yapılan indirime rağmen % 445 artışla 13.000 TL, tonu 1500 TL olan amonyum nitrat gübresi % 433 artışla 8000 TL oldu. İlaç fiyatları en az 2 kat arttı. USD’nın 18 TL’dan 11-12 TL civarlarına gerilemesi karşısında yapılan indirimler çok cüzi kaldı. Fiyatlar hala çok yüksek. Ayrıca yapılan indirimlerin bu dönem çiftçiye bir yararı olmadı. Çünkü ekim sezonu geçti. Çiftçi genellikle taban gübresi atamadan yada azaltarak atmak suretiyle ekim yaptı. Fındık üreticisi Nisan ayında gübre atacak ama bu fiyatlardan gübre alıp atmaları imkansız.
DESTEKLER YETERSİZ KALIYOR
2020 yılında 19 TL olan mazot desteği 2021 yılı için 22 TL’na, Gübre desteği ise 16 TL’sından 20 TL ‘na çıkarıldı. Yani girdi fiyatlarında 2-10 katlara varan artışlar gerçekleşirken desteklemelerdeki artış miktarı çok düşük kalarak destek olmaktan çıktı.
Şimdi bölgemizin ana ürünü üzerinden bir değerlendirme yapacak olursak;
1 dekar fındık arazisi için ödenen alan bazlı destek ise 2014 yılından bu yana 170 TL olarak ödeniyor ve 2021 yılında da artış yapılmadı. Bütün girdi maliyetlerinin sürekli yükseldiği göz önüne alındığında destek miktarının yıllardır aynı tutulması akıl kârı değildir. Sadece enflasyon oranlarında artış yapılsa bile 2021 yılında destek miktarının 400 TL civarında olması gerekirdi.
Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 yılında Tarımsal Danışmanlık Destekleme oranlarını da bir önceki yıl ile aynı tutarak adeta Ziraat Odalarında çalışan tarım danışmanlarının istihdam dışı kalmasına yol açacak uygulamaların önünü açtı. Bu tasarruf hem Odaları zora sokacak hem de çiftçilerin alacağı hizmetin kalite ve verimliliğinin düşmesine yol açacaktır.
TMO FINDIK ALIMLARI KONUSUNDA İHTİYACI KARŞILAYAMIYOR
Fındık fiyatları ile ilgili defaten yapmış olduğumuz açıklamalarda 2021 yılı fiyatının dış piyasalar ve iç maliyetlerde göz önüne alındığında 35 TL ‘dan az olmaması gerektiğini üreticinin ancak bu fiyatlarla kazançlı çıkabileceğini belirtmiştik. Ancak TMO tarafından çeşitlerine göre 25,5- 26,5-27 TL bandında açıklanan alım fiyatı piyasa koşullarının çok altında kaldı ve özellikler küçük üreticiler ürününü bekletemediklerinden ve TMO’ne de taşıyamadıklarından 23-24 TL’na ürününü satmak zorunda kaldı ve 2021 yılında 27 TL olarak hesaplanan fındık üretim maliyetinin altında satış yaparak daha da zarar etti.
Halen fındık fiyatları tırmanmakta olup talep ettiğimiz fiyatlar konusunda ne kadar haklı olduğumuz da maalesef ortaya çıktı.
Yine taleplerimizden birisi olan TMO tarafından Ereğli ilçesinde de alım merkezi açılması hususunda Delihakkı bölgesinde alım merkezi oluşturulması olumlu karşılanmakla birlikte İlçemizdeki fındık üretiminin ağırlıklı merkezi Ormanlı Bölgesinde de bir merkez açılması talebimizi önümüzdeki yılda sürdüreceğiz.
Fındık piyasasının rayına oturması için Fiskobirlik’in aktif şekilde devreye sokulmasını hep dillendireceğiz.
Ayrıca TMO’nin fındık alım fiyatları brüt olup, aldıkları fındıkların brüt fiyatından %2 oranında Stopaj kesintisi yapmaktadır. Bu uygulamadan vazgeçilerek üreticiden net fiyatla ürün alınmasının takipçisi olacağız.
ET-SÜT KRİZİ KAPIDA
Hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimiz ise 2021 yılında artan yem fiyatlarının üretim maliyetlerine bindirdiği yükün altında adeta ezildi. Çiğ süt fiyatına yapılan yüzde 47 oranındaki artış ise çiftçinin cebine girmeden eridi. Üreticiler çiğ süt fiyatının güncel maliyetleri karşılamaktan yine uzaklaştığını, bu şartlar altında kazanç elde edilemediğini, yem fiyatlarındaki artış sonucu yeterince yem verilmediğini ve dolayısıyla da süt üretiminin azaldığını daha da vahimi ineklerin kesime gönderilmek zorunda kalındığını sıkça ifade etmektedir. Sektördeki bu durum damızlık hayvanların kesime gönderilmesine yol açacağından önümüzdeki yıllarda besilik dana bulmakta zorlaşacak dolayısı ile et üretiminin azalması ile tüketici fahiş fiyatlardan bile et bulmakta zorlanacaktır.
2021 Yılı Tarım açısından adeta kara bir yıl oldu. Sektördeki gelişmeler elbette bir sonraki yılı da etkileyecektir. Gübresiz yapılan tarım genel üretimde azalmaya yol açacağı gibi verim ve kaliteyi de düşürecektir. Para kazanamayan çiftçi tarımı terkedecektir. Süt ve et üreticileri artan yem fiyatlarını karşılayamadığından hayvanlarını erken kesime gönderecektir.
TARIM DAHA FAZLA DESTEKLENMELİ
Tarım sektöründe yaşanan olumsuz gelişmeler tüketici açısından da zor günlerin habercisidir. Zaten 2021 yılı içinde kısmi olarak yaşanan gıda krizi önlem alınmaz ise önümüzdeki yıl ağırlaşarak devam edecektir. Halkın temel gıdalara erişiminde yaşanan sorunlar beslenme düzensizlikleri ile birlikte sağlık sorunlarını da beraberinde getirecektir.
İktidar maalesef halen sorunların ya bilincinde değildir ya da bilinçli politikalarla Türk Tarımını geri dönülmez şekilde bitirmektedir. Sorun bellidir. Üreticilerimiz yüksek girdi fiyatları nedeni ile üretemez hale gelmektedir. Üreticilerimizi daha fazla desteklemek yerine ithalata dayalı politikalarla günün kurtarılmaya çalışılması hiç arzu edilmeyen bir durum olup uzun vade de tarımda tamamen dışarıya bağımlı bir yapıyı oluşturacak bu da uluslararası tedarikçilerin istediği şekilde fiyatlarla oynaması ya da istediği miktarlarda ürün satması ile halkımızı adeta açlığa sürükleyecektir. Yapılması gereken bir an önce yanlış politikalardan dönülerek çiftçimizin hakkı olan 5488 sayılı Tarım Kanununun 21. maddesinde yer alan Gayrisafi Yurtiçi Hasılanın % 1 oranındaki destek ödemesinin tamamının hem de üretim sezonundan önce yapılması ve yurt içi üretimin artırılmasıdır.
Bu vesile ile üreticilerimizin yeni yılını kutluyor sorunlarını geride bıraktığı üretim ve verimin bol olduğu hakettiği kazancını elde ettiği alın terinin sofrasına yansıdığı bir yıl olmasını diliyorum.