Klinik psikolog, EMDR Avrupa Akredite Terapisti M. Melda Yenin Çil, son yıllarda birçok kişinin bağımlılığı hale gelen ‘kumar bağımlılığını’ gazetemize verdiği röportaj ile anlattı.
Kumar bağımlılığı, günümüzde giderek artan ve ciddi psikolojik problemlere yol açan bir sorun haline geldi. Bu konuda uzman klinik psikolog ve EMDR Avrupa Akredite Terapisti M. Melda Yenin Çil, gazetemize yaptığı açıklamalarda önemli uyarılarda bulundu.
Uzman Psikolog’un konu ile ilgili açıklamaları şu şekilde;
Toplumda tarafından belki de en çok kabul gören bir bağımlılık kumar.
Genellikle masum bir eğlence aracı olarak başlayan kumar son zamanlarda giderek artan bir şekilde kişilerin yaşam kalitesini olumsuz olarak etkileyen, kişinin kontrol edemediği bir bağımlılığa dönüşüyor. Kumar sadece kişinin psikolojisinin yanı sıra ailesini, sosyal çevresini ve iş yaşantısını da olumsuz etkilemektedir.
Kumar oynama ilk başta eğlence, heyecan ve para kazanma hırslı ile başlamış olsa da zamanla kumar oynama davranışını durdurmakta zorlanır hale gelir. Çünkü kumar oynama beyinde dopamin salgılayarak geçici bir haz ve heyecan hissi yaratır. Kişi bu hissi tekrar yaşamak için yeniden oynar. Aslında bu durum bir ‘irade zayıflığı’ değildir.
FMRI çalışmaları, bu kişilerin kumarla ilgili görsel ve düşünsel uyarıcılara karşı beyinlerinin belirli bölgelerinde (özellikle ventral striatum) daha yüksek aktivasyon gösterdiğini ortaya koymuştur. (Kaynak: Clark, L. (2010). Decision-making during gambling: An integration of cognitive and psychobiological approaches.
Kişinin içinde bulunduğu durumda oynamasına sebep olabilir. Örneğin, aile içindeki huzursuzluk, stres, geçmişte yaşanmış olumsuz anılar, kendini yetersiz ve değersiz hissetme gibi… kişi yaşadığı bu duygu durumdan kaçmaya çalışırken oynar. Oynadıkça yoğun suçluluk, pişmanlık, kaygı ve yalnızlık duyar. ‘son olacak’ ya da ‘bir kez daha kazanayım bırakacağım’ gibi düşüncelerle bu davranış gerçekleşir. Bu gibi söylemler aslında bir savunma mekanizmasıdır. Böylece bir kısır döngüye ulaşır: oynar, kaybeder, kaybettiklerini telafi etmeye çalışır ve tekrar oynar.
Kumar bağımlılığı olan kişilerde depresyon, anksiyete, bozuklukları, dürtü kontrol bozuklukları ve madde kullanımı sıklıkla görülür. Özellikle majör depresyon ve alkol bağımlılığı, en çok eşlik eden rahatsızlıklar arasındadır. (Kaynak: Petry, N. M., Stinson, F. S., & Grant, B. F. (2005). Comorbidity of DSM-IV pathological gambling and other psychiatric disorders.)
Türkiye de ise kumar oynamak yasa dışı olduğu için araştırmalar sınırlıdır. Fakat internet üstünden oynanan oyunlar, bahis gençler arasında yaygınlaşmakta. 2021 yılında Yeşilay’ın yaptığı bir araştırmaya göre: gençlerin %18’i en az nir kere online bahis sitesine girdiğini belirtmiştir. Kumar oynayan bireylerinde %70’i davranışlarını gizlediğini ifade etmiştir. (Kaynak; Türkiye Bağımlılık Rehberi (TUBARE), Yeşilay, 2021)
Tedavi süreci de kişinin bu durumu ilk başta kabul etmesi gerekir. Oynama dürtüsü bazen buz dağının görünen kısmı oluyor. Buz dağının görünmeyen kısmında buna sebep olan problemleri bulup çalışmak gereklidir. Kişiler terapiye geldiğinde inançları hemen bu oynama davranışının geçmesi yönünde olsa da fakat bağımlılık en son geçecektir. Yani birey terapiye gelirken de oynama davranışı devam ettirebilir. ‘Oynuyorum ve terapi işe yaramıyor.’ Gibi düşünüyor olmak inancını kaybettirebilir. Fakat biz bu davranışın altında yatan dinamikleri çalışırız. Bireyin değişime olan motivasyonunu artıran tekniklerde kullanılmalı.
Kumar bağımlılığı sessizce ilerler ve derin izler bırakır. Doğru destekle bu kırılabilir. Yardım istemek zayıflık değildir, bir güç göstergesidir.
Klinik psikolog, EMDR Avrupa Akredite Terapisti
M. Melda Yenin Çil