Türkiye İşçi Partisi Zonguldak İl Başkanı Mehmet Kaplan, Can Atalay’ın karar görüşmesi öncesinde basın açıklamasında bulundu.
Değerli basın mensupları, sevgili yurttaşlar,
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu yarın önemli bir karar verecek. Halen hukuksuz biçimde Silivri zindanında tutulan Hatay milletvekilimiz Can Atalay hakkında bir karar verilecek. Can Atalay hakkında kesin bir gerçek bulunuyor: Atalay’ın vekil adaylığı hukuka uygun şekilde olmuştur, Hatay halkı tarafından seçilmiştir, TBMM İnsan Hakları Komisyonunun üyesidir, danışmanları vardır, vekillik görevini yapması önünde hiçbir engel yoktur ve hukuksuz şekilde cezaevindedir.
Anayasa Mahkemesi’nin bu basit ve kesin gerçeği tespit etmesi gerekir. Anayasa’nın açık hükümleri bunu gerektirir. Mesele yalnız Can Atalay meselesi de değildir. Cezaevinde, siyasi fikirleri nedeniyle bulunan tüm tutsaklar derhal serbest bırakılmalıdır. Bir hukuk katliamı olan Gezi Davası’ndan hükümlü bulunanlar derhal serbest bırakılmalıdır. Tüm dünya, bütün bu yargılama ve kararların siyasi nitelikte olduğunu bilmektedir. Yetmezmiş gibi, Adalet Bakanı, önce hukuk devletinden bahsedip sonra da, Gezi’yi terörle bağdaştıran sözler söyleme cüretini göstermiştir. Gerekçesi de insanların ölmesiymiş. Adalet Bakanı kendine gelmelidir. Haddini bilmelidir. Evet Gezi’de dostlarımız, kardeşlerimiz polis kurşunuyla, iktidar yanlılarının saldırısıyla katledilmiştir. Adalet Bakanı, ağzından çıkan sözlerin anlamını bilmiyor olabilir. Ama biz biliyoruz.
İktidar, dünyanın en kitlesel ve barışçıl eylemine saldırarak suç işlemiştir. Ve sorumluları er geç yargılanacaktır. Özgürlük Yürüyüşümüz, Genel Başkanımız Erkan Baş’ın öncülüğünde 11 gündür devam ediyor. Can için, depremzedeler için, bu ülkenin emekçileri, yoksulları için, gelecekleri ellerinden alınan kız çocukları için, gençler için, hayatın her alanında şiddete ve baskıya uğrayan kadınlar için, laiklik için, doğamız ve tüm canlılar için yürüyoruz. Tek başımıza yürümüyoruz. Halkla birlikte, toplumsal mücadelenin bütün güçleriyle kol kola verdik, öyle yürüyoruz. Erkeği, kadınıyla, genci yaşlısıyla yürüyoruz. Gelecekte, “Biz Özgürlüklerimizi böyle kazandık” demek için yürüyoruz. Ve kazanacağız.
Yürüyüşümüz ve mücadelemiz, bu halk artık konuşamaz, ayağa kalkamaz, hakkını arayamaz diyenlerin suratına atılmış bir tokattır. Bu halk mücadelesinden, haklarından, özgürlüklerinden, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında insanca bir yaşama kavuşma özleminden asla vazgeçmeyecek. Hatay Can’a kavuşacak. Yürüyüşümüz büyüyecek. Kazanacağız ve Türkiye bu kirli, kokuşmuş düzenden, onun siyasetinden, siyasetçilerinden ve bu Saray iktidarından kurtulacak. Söz veriyoruz.
Yaşasın Özgürlük!