Kdz.Ereğli’nin köyünde doğan ve şu an yaşamını köyde sürdüren bir gencim. Köy okulunda eğitim-öğretim hayatını sürdüren kardeşim bir gün okuldan geldiğinde bana aynen şu sözleri söyledi;
“Abi okulda kaloriferler yanmıyordu bugün hepimiz üşüdük.” Dedi.
Benim dönemimde okul sobalıydı şimdi kalorifer sistemi yapıldı. Bilakis okulda jeneratör olmadığını ve birkaç köy okullarında da aynı problemin olduğunu öğrendim.
Bildiğimiz gibi Başkent Elektrik, Kdz.Ereğli köylerine bakıldığında yetersiz kalıyor.
O halde köy okullarına jeneratör desteği sağlayamayan Milli Eğitim Müdürlüğü’de yetersiz kalıyor.
Kardeşimin sözlerini duyduktan sonra hiç durmadım başladım araştırmaya…
Öncelikle köy okullarında görev yapan öğretmenleri aradım ve bu sorunu gerekli yerlere iletip, iletmediklerini sordum.
Bana verilen cevaplar ise şu şekilde oldu;
“Bizler dilekçe yazıp gerekli yerlere destek istediğimizi söyledik ama henüz bir cevap alamadık. Vatandaşta bizlerde okulun diğer ihtiyaçlarından jeneratöre bütçe toplayamadık.”
Sonrasında Kdz.Ereğli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünü aradım.
Onlara öncesinde not defterimde hazırladığım şu soruları sordum;
“2021 yılında ne kadar bütçe ayrıldı ve bu bütçe ile okullara ne kadar yardım edildi?
Köy okullarında elektrik kesintisi yaşanıyor ve köy okullarında jeneratör eksikliği var, bu eksiklik için bir bütçe ayrıldı mı?
2022 yılı için ayrılan bütçe ne kadar ve hangi okulların eksikleri tespit edilip ne kadar yardım yapılacak?”
Bana bu konuda bilgi veremeyeceklerini söylediler. “Telefon ile değil dilekçe ile bir talep göndersem yine de yardımcı olamaz mısınız?” Dedim. Ve yine aynı cevapla karşı karşıya geldim.
Bir ülkenin çekirdeği olan eğitime bu kadar mı değer veriliyor?
Köy okullarında okuyan çocuklar titreyerek mi eğitimini tamamlayacak?
Bakanlıklar her yıl Cumhurbaşkanlığı’ndan bütçe talep ediyor. Bu bütçe her yıl gitgide artıyor. Elbette gelen zamlardan dolayı talepte artış gösterir. Fakat şöyle dönüp baktığımızda her yıl bütçe artıyor, her yıl yapılan icraatler aynı seviyede kalıyor.
Biz gazetecilerin soruları vatandaşın sorunlarıdır. Soruları cevaplamıyorsanız sorunları da çözememişsiniz demektir.
Aklıma takılan bir diğer taraf ise Diyanet İşleri Bakanlığı idi. Yine kentimiz Kdz.Ereğli’den başladım araştırmama ve hemen Kdz.Ereğli Müftülüğünü aradım.
Sorduğum sorular aynen şu şekilde oldu;
“Kdz.Ereğli Kaymakamlığı sitesinde ihtiyacı olanlara yardım yapıldığı yazıyor. 2021 yılında sizlere ne kadar bütçe tahsis edildi ve bu bütçe ile kaç ihtiyaç sahibine yardım edildi?
Ayrılan bütçeden hangi camilerin eksikleri giderildi ve toplamda ne kadar yardım edildi?
İl ve ilçe televizyonları ile radyolarda programlar yaptığınızı yine Kdz.Ereğli Kaymakamlığı sitesinde gördüm. Bunlar hangi kanallar ve bu programlar bütçenizi ne kadar etkiliyor?”
Sorularımı sorduktan sonra yardımcı olamayacaklarını vakıfa yönelttiklerini söylediler. Yöneltilen vakıf hattı bağlanmadı ve müftülüğe geri döndüm. Bu sefer tekrar bu soruları yanıtlayamacaklarını dile getirdiler. Dilekçe ile bu bilgileri talep edeceğimi söylediğimde ise bana; “Bu süreç çok uzun bizim bunları cevaplamamız çok fazla zamanımızı alır. Bu yüzden size yardımcı olamayız.” Dediler.
Aradığım iki yerden de olumsuz yanıtlar alınca aklıma takılan birkaç soru binlerce soruya dönüştü.
Bu araştırmamın adını “Benim vergilerim nerede?” olarak adlandırdım.
Sorular ve sorunlar damlaya damlaya okyanus oldu. Bakalım kimin gemisi sağlam çıkacak halkın mı? bakanlıkların mı?